Barcelona’da saat 7 gibi uyanıp Sants Tren istasyonuna
gidiyoruz. Hızlı tren fiyatları epey pahalı geliyor. Onun yerine yavaş
olanından bilet alıyoruz. Yolculuk 8-9 saat sürecek gibi duruyor. Saat 9’da
trene biniyoruz. Bazen uyuyarak, bazen kitap okuyarak vakit geçirmeye
çalışıyoruz. Bu trene binerseniz mutlaka yanınıza yiyecek bir şeyler almayı
unutmayın. Çünkü tren istasyonlarında asla mola vermiyor, yolcu inip binecek
kadar duraklıyor o kadar. Metro gibi davranıyor.
İspanyol köylerini izliyoruz.
Hepsi yan yana bir tepenin üzerinde sıkıştırılmış bir sürü ev… Anlıyoruz ki
toprak çok değerli. Düz arazilerin hepsi tarım için ayrılmış. Zeytin, şeftali,
elma, fındık, buğday ne ararsan var. Yolculuğumuz
uzun ama sonunda bitiyor.
Trenden inip metro istasyonuna doğru gidiyoruz. Bizim
metroların çokta iyi olmadığını orada fark ediyoruz. Kat kat metro güzergâhları
var. Kaç kat sayamadım 6-7 kat mı ne… Metroya binip meşhur Vodafone Sol
durağında iniyoruz. Otelimiz çok merkezi bir yerde. Hemen buluyoruz, eşyaları
bırakıp çıkıyoruz. Trende bir şey yiyemediğimiz için açlıktan ölmek üzereyiz. Deniz yok ama ekmek arası kalamar fast food
gibi bir şey burada. Hiç karnımızı kalamarla doyuracağımızı düşünmezdik. Bizim
restoranlarda kalamar istediğinizde tabakta 5 bilemedin 6 tane kalamar
getirirlerken bu ekmeğin içinde kapatamayacağınız kadar kalamar var. Hatta
birkaç tanesi içine sığamayıp yere düşüyor. Yanında soğuk bir bira çok iyi
gidiyor. Yerini şöyle tarif edeyim. Plaza Mayor’un çıkış kapılarından birinin
hemen arkasında gerisini hatırlayamıyorum.İsmi "Bar La İdeal ".
Karnımızı doyurduktan sonra Plaza Mayor
meydanına çıkıyoruz. Her zaman ki gibi mimari harika… Ancak bir yüzü tadilatta…
Sokakta yine sanatçılar iş başında. Bu İspanyollar da sanatla yatıp sanatla
kalkıyor gibiler…
placa de mayor
Kibele meydanına doğru yürüyoruz. Yürürken küçük bir şehir turu atmış oluyoruz. Oradan Gran Via’ya doğru sokaklarda dolaşıyoruz. Zaten burada bir Alkala bölgesi var birde Gran Via… Küçük bir turdan sonra otele dönüyoruz.
Sabah otelimizde kahvaltı yapıp 10 gibi çıkıyoruz. İlk gideceğimiz yer Palace de Real( Barcelona sarayı). Bizim Dolmabahçe sarayı gibi… Katedral de hemen yanı başında… Katedrale girmiyoruz. Saraya girip İspanyolların sarayları nasıl olurmuş diye bakıyoruz.
Place Espanya meydanına gidiyoruz. Don Kişot’un heykelinin
yanında fotoğraf çektirmeden geçmiyoruz. Daha sonra metroya atlayıp Retiro
durağında iniyoruz. Alkala meydanında çıkıp Kibeleye yürüyoruz.
Turist information dan bilgi alıp müzelerin ücretsiz oldukları saatleri
öğreniyoruz ve gezmeye devam ediyoruz.
İlk müzemiz Thyssen- Barnemissa .A-B-C diye bölümleri var. Biz ücretsiz olan bölümlerini geziyoruz. Dedik ya her yer sanat…
şehrin Kapısı |
Siesta yapmaya otele dönüyoruz. Saat 17 gibi uyanıp müzelerin ücretsiz saatini
yakalamak için acele ediyoruz. Prado müzesinin yolunu tutuyoruz.
İnanamıyoruz.17.45 metrelerce sıra var. Mecbur biz de o sıranın bir parçası
oluyoruz. Bir şekilde sıra geliyor. Müze bir harika… Bir sürü ünlü sanatçının
eserlerini burada görmek mümkün biz bitiremiyoruz. Reina Sofia müzesinin de ücretsiz
saatini yakalayabilmek için çıkıyoruz. Ancak müzenin o gün kapalı olduğunu fark
ediyoruz. Yanlış bilgilendirilmişiz. Metroya binip Tirona de Marino durağında
inerek, tatlı yemeye gidiyoruz.
Tatlının
adı Churros… En iyi mekan da " Maestro Currero"... Bizim tulumba tatlısı gibi ancak için de şeker yok . Onun yerine
çikolataya banarak yiyoruz. İlginç bir de fiyat uygulaması var içerde oturarak
yiyecekseniz fiyat daha uygun dışarı da oturarak yiyecekseniz daha pahalı… Tabi
ki içeride oturarak yiyoruz.
Santa Ana meydanına yürüyoruz. Oturup insanları
seyrediyoruz. Çok kalabalık. Yürüyerek plaza Mayor’a kadar geliyoruz. Hemen yan
tarafında camla kaplı bir restoran mı desem, alışveriş merkezi mi desem… Hepsi
bir arada bir yer var. İçerisi çok zevkli ve eğlenceli bir yer, mutlaka
girilmeli diyoruz. İsmi " Mercado De San Micuel " ...
Sonrasında yorulup otele dönüyoruz. Siesta zamanı… Bu siesta
olayını seviyoruz. Hazırlanıp saat 1 gibi Santa ana meydanında kalabalığı takip
ediyoruz. Gece hayatının da nasıl olduğunu görmeden gitmeyelim diyoruz. Sabah
erken uçağıyla Madrid’den ayrılıyoruz. Sıradaki durak Lizbon ..
Barcelona yazısı için tıklayınız.....
Barcelona yazısı için tıklayınız.....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder